I-KARAPARA (SUÇ GELİRİ) KAVRAMI VE ÜLKE EKONOMİSİNE ETKİLERİ:
Karapara ya da suç geliri, altyapısında başka bir suç bulunan faaliyetlerden elde edilen gelir iken, “aklama” bu suçun devamında teşekkül eden başka bir suçu ifade etmektedir. Bir diğer ifadeyle “karapara aklama”; öncül suçlar nedeniyle elde edilmiş para, mal, kıymetli evrak ve diğer ekonomik değerlerin yasal/meşru ekonomik değerlere dönüştürülmesi amacıyla “kaynağının” “gizlenmesi” veyahut “gizlenmeye teşebbüs edilmesidir”.
Karapara ve aklama kavramına dünya gündemine ilk defa 1988 Uyuşturucu ve Psikotrop Maddeler Kaçakçılığına Karşı BM Sözleşmesi (daha önce ABD ve İngiltere de mevzuat çalışmaları başlamıştı) ile değinilmiştir.
Daha sonra ise AB konseyi doğrudan karapara aklamayı hedef alan 1990 tarihli Suç Gelirlerinin Aklanması Araştırılması Zapt edilmesi, Müsaderesi Sözleşmesi hazırlanmıştır.
Karaparanın, ülkeye ne zaman girip çıkacağı belli olmayan, para politikalarını yıpratıcı, para arz ve talebini sistematik olmayan şekilde etkileyen, konjonktürden bağımsız, piyasa bozucu, istikrarı hedef alan, ekonomik dengeleri, adil gelir dağılımı hedeflerini aşındıran çeşitli zararlı etkileri bulunmaktadır.
Kayıtdışı ile karapara ise genelde karıştırılsa da, temelde farklı kavramları temsil etmektedir. Kayıtdışı (Gri Para); doğrudan vergi ödemelerinden kaçmaya yönelmekte, belge ve yasal defter düzenlerine aykırılık taşımakta, açıkça vergi ödememek adına hasılat, gelir, servet veya gelir unsurlarının ve işlemlerin gizlenmesini temsil etmektedir. Karapara ise vergi ödemeyi sorun etmeyen bir yapıya sahip olup, açıkça kayıtdışına göre ters mekanizma ile çalışmaktadır. Bu gelirin özünü bir suç oluşturmaktadır. Bu suçların neler olduğunu, hangi suçların öncül suç olduğunu her ülke kendi yasal düzenlemelerinde yer vermiştir. Buna karşın, kayıtdışının yoğun olduğu ülkeler karapara aklama konusunda daha fazla imkanlar sunduğundan dolayı, mali denetim mekanizması ve hukuk düzeni yeteri kadar oturmamış ve kayıtdışının fazla olduğu ülkeler karapara aklama suçunu genel olarak teşvik etmektedir.
II-KARAPARA YASAL DÜZENLEMELER:
4208 sayılı Kanunda (2/a maddesi) 29 öncül suç sayılarak bu fiiller nedeniyle doğan mal, para, para yerine geçen kıymetli evrak, gelirler, bir para biriminden diğer para birimine geçilmesi de dahil olmak üzere, bu kıymetlerin birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü maddi menfaat ve değer “kara para” olarak tanımlanmıştır. Bahsi geçen suçlar; uyuşturucu ticareti, gümrük silah kaçakçılığı, tarihi eser kaçakçılığı, sahte fatura suçları, para kalpazanlığı, tehdit ile menfaat temini, devletin şahsiyetine yönelik suçlar, organ naklı, rüşvet hileli iflas resmi hususi belge de sahtecilik gibi suçlar sayılmaktadır. Daha sonraki düzenlemede ise alt yapısı belli bir hapis cezası gerektiren suçlar kapsama alınmıştır. Karapara aklama; öncül suçlar nedeniyle elde edilmiş para, mal, kıymetli evrak ve diğer ekonomik değerlerin yasal ekonomik değerlere dönüştürülmesi amacıyla kaynağının gizlenmesi ve gizlenmeye teşebbüs edilmesidir.
Bu kapsamda,
- Bir öncül suç işlenmiş olacak;
- Suç sonucunda karapara elde edilmiş olacak;
- Yasal olmayan paranın yasal görünüm kazanması için bir fiil olması gerekmektedir.
Yani aklama suçu için, öncül suç kapsamında elde edilen ekonomik değer için aşağıda sayılan faaliyetin/faaliyetlerin yapılması gerekmektedir;
1-İktisap Edilmesi,
2-Bulundurulması,
3-Nakledilmesi,
4-Transfer Edilmesi,
5-Sınır Ötesi İşleme Tabi Tutulması,
6-Kullanılması,
7-İşletilmesi,
8-Yatırılması,
9-Başka Bir Değere Dönüştürülmesi,
10-Kaynağı, Niteliği, Sahibi, Zilyedinin Gizlenmesi Veya Farklı Gösterilmesi.
Daha açık ifade edilirse, aşağıdaki fiillerin işlenmesi sonucunda elde edilen Karaparanın açıkça aklama suçu kapsamında mütalaa edileceği açıktır:
1-Elde Edenlerce Kaynağına Meşrutiyet Kazandırılması Amacıyla Değerlendirilmesi,
2-Bu Yolla Elde Edildiği Bilinen Karaparanın Başkalarınca İktisap Edilmesi,
3-Bulundurulması,
4-Elde Edenlerce Veya Başkalarınca Kullanılması,
5-Kaynak, Niteliği, Zilyet Malikinin Değiştirilmesi, Gizlenmesi,
6-Sınır Ötesi İşleme Tabi Tutulması,
7-Bu Hareketin Gizlenmesi,
8-Failin Kaçmasına Yardımcı Olacak Şekilde Kaynağı Ve Yerinin Değiştirilmesi,
9-Transfer Yoluyla Aklanması,
10-Karaparanın Tespitini Engellemeye Yönelik Fiiller.
Yasal açıdan karapara olduğu bilinen bir değeri aktif olmayan bir fiille bulunduranlar, iktisap etmeseler dahi aklama fiilini işlemiş sayılmaktadır. Bu durumun bilmediği durumlarda ise suçun teknik yapısı nedeniyle aklama fiili olmaz. Yukarıda sayılan fiillerin tamamı icrai değildir, fonsiyonel olmaya gerek yoktur. Bilerek bazı durağan faaliyetler de aklama fiili içeresindedir.
Aklama konusunda ciddi bulgu-emareler varsa MASAK C. Savcısı Kanalıyla kiralık kasalar da olmak üzere, hak ve alacakların dondurulmasına, tasarruf yetkisinin tamamen veya kısmen kaldırılmasına, bunların zaptına, tevdi mahalline bırakılmasına, hazırlık aşamasında Sulh Ceza Hâkimi, diğer hallerde Mahkemeler 24 saat içinde karar verir. Acil durumlarda Cumhuriyet Savcısı karar verir, 24 saat içinde ise Sulh Ceza Hâkimi onaylamak zorundadır, yoksa karar hükümsüzdür.
III-KARAPARA AKLAMA AŞAMALARI:
GİRİŞ, GELİŞME, SONUÇ
1-Çamaşırın Makineye Atılması, Yerleştirme (Placement):
Bu aşamada amaç geliri “nakit formundan” çıkarmaktır. Bu safha idare açısından tespitin, takibin, el koyma ve yakalamanın en kolay safhası sayılmaktadır. Buna karşın gelir nakit değilse bu aşamaya ihtiyaç yoktur . Para ilk defa mali sisteme görünmekte, açıkça görücüye çıkmaktadır. Bu aşama geçilirse idare açısından işler çok zorlaşır, paranın tespiti ve izi güçleşir. Başarılı olunursa hızlı hareket edilir.
Bu aşamada suçtan doğan karapara-suç geliri kayıtdışı çok olan ülkelere kaydırılır, küçük miktarlarda ülke içindeki ilişkili kişilerin hesaplarına aktarılır, değerli mal ve taşınmazlara dönüşür, turizm, kumarhane, ihracat geliri gibi gösterilir ve nihayetinde yasal bir gelir olduğu hususu ile açıklanmaya çalışılır.
2-Çamaşırın Yıkanması; Ayrıştırma (Layering):
Bu aşamada amaç suçtan doğan parayı kaynağından mümkün mertebe uzaklaştırmaktır. Bunun için sıklık, karmaşıklık ve hacim açısından yasal görünümlü işlemler yapılır. İlk aşama ile birlikte yapılabilir; örneğin finansal kuruluş işbirliği yaparsa para yurtdışı işleme konu olabilir. Bu aşamada idare açısından paranın izini sürmek, zor, maliyetli, zaman alıcıdır.
3-Çamaşırın Çıkartılması, Bütünleştirme (Integration):
Bu aşamada artık ekonomide yasal olarak elde edildiği düşünülen meşru bir kaynak vardır. Bir başka ifadeyle kaynağından tamamen arınmış, meşru kaynaklardan hiçbir farkı olmayan mali sisteme girmiş para vardır. Bu aşamada ihracat, turizm, kredi vs. şekillerde para mali sisteme yerleşir.
IV-KARAPARA AKLAMA YÖNTEMLERİ:
Karapara aklamanın pek çok yöntemi bulunmakla beraber, bu yöntemler ülkeden ülkeye değişmektedir. Genel olarak kullanılan yöntemler ise aşağıdaki gibi olup, ülkelerin mali yapıları ve hukuk düzenleri yöntemlerin yoğunluğu üzerinde etkili olabilmektedir. Karapara aklamada kullanılan yöntemleri aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
1-Fiziki Fonların Kuryeler İle Kaçırılması
2-Şirinler Yöntemi:
Bu yöntemde yasal olarak talep edilen “nakit bildirim”inden kurtulmak için para yasal bildirim tutarının altındaki küçük tutarlara bölünerek bir ya da birden fazla banka üzerinden dışarı çıkartılır. Bu yöntemde çok sayıda kişiye ihtiyacı bulunduğunu belirtmek gerekir. Ciddi düzeyde suç ortağına ihtiyaç olacağı açıktır.
3-Parçalama Yöntemi:
Eğer suçtan doğan parayı parçalara ayırarak finans sistemine sokacak kadar suça iştirak eden çok kişi yoksa, o zaman para işlem sayısı artırılarak dışarı çıkartılır.
Burada sayılın “şirinler” ve “parçalama yönteminin” ikisinin de amacı nakit işlem bildiriminden kurtulmaktır.
4-Vergi Cennetleri:
Vergi cenneti sayılan yerlerdeki banka ve finans kurumları özel bir banka mahiyetinde olmayıp, bunlar da her banka gibi kredi toplar, mevduat verir ve güvene dayalı işlemleri yaparlar. Bu bölgelerde çok fazla gizlilik ve politik istikrar, geneli itibariyle çok düşük vergi uygulamaları ve serbest giriş çıkışlar bulunmakta, yasal düzenleme baskısı yok ya da az ve yeteri kadar uzman personeller vardır. Genelde kendi ülkeleri dışında para birimi ile işlem yaparlar. Bu bölgelerde sır saklama ana kuraldır, faiz oranları serbesttir. Karşılıklar ve kambiyo sınırlamaları yoktur.
5-Paravan/Hayali Şirketler:
Bu şirketler sadece kağıt üstünde vardır, fiili varlıkları yoktur. Fonlar bunlar üzerinden el değiştirmektedir. Kendi aralarında çok fazla ticari işlem yaparak suça iştirak etmektedirler.
6-Oto Finans Borç Yöntemi (Loan Back):
Parayı vergi cennetleri (veya gerekirse daha sonra buradan üçüncü bir ülkeye) yatırıp, bunu yurtiçinde veya yurtdışında finans vb kurumlara teminat gösterip, ülke içinden (veya dışından) kredi çekilir. Kredi ana ülkede ödenmeyince bu para teminat vs yoluyla yurtiçi banka tarafından alınmaktadır. Bu durumda, aslen karapara olan gelir artık ödenmemiş bir kredi olarak yasal kayıtlarda ve mali sistemde yerini almaktadır.
7-Döviz Büroları
Döviz bürolarının temel özelliği büyük hacimli paraların küçük hacimlerdeki banknotlara dönmesine katkı sağlamasıdır. Böylece fiziki açıdan paranın hacmi azalarak, aklama faaliyetine yardımcı olabilmektedir.
8-Kumarhane-Gazinolar
9-Nakit Para Kullanan İşyerleri
10-Hayali İhracat İşlemleri
11-Alternatif Havale Yöntemleri
V-MÜCADELEDE ANA İLKELER NEDİR?
Sistemli ve uzun soluklu bir mücadele gerektiren karapara ve aklama suçlarının tespiti gerçekten çok zor olup, mahkûmiyet sayısı ise oldukça azdır. Bu kapsamda sorumluluk yüklenmiş kurum ve kuruluşlara veya kişilere de önemli sorumluluklar düşmektedir. Özellikle finansal kurumların müşterilerinin veya kendileri nezdinde işlem yapanların kimliğini tam ve doğru tanımlaması, müşteriyle yürütülecek ilişki veya işlemin net tanımlaması önemlidir. Bu konularda risk arttıkça konuya olan hassasiyet de artmalıdır.
Bu kapsamda bazı sorulara cevap aranması gerekmektedir. Verilen ve alınan hizmet uyumu; iş yapılan ülke ile para hareketini mantıklı kılan neden var mı?, işlem tam anlaşıldım mı?, fonun kaynağı tam belli mi?, kendi adına mi, 3. Kişi adına mı hareket var? 3. Kişinin kimliği nedir? Gibi soruların titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir. Aracılık edilen veya taraf olunan 12 bin TL ve üstü (muadili döviz) tutarda (alım, satım, havale, ödeme, saklama, takas, borç alma, kiralama, temlik, sermaye piyasası işlemi benzeri işlemler) kimlik tespiti gerektirmektedir.
Bu çalışmalar sırasında sigorta, finansal kiralama, kiralık kasa, cari hesap, repo, KZO hesabı ve benzeri işlemler işlem sınırına tabi olmadığından her daim kimlik tespiti yapılması gerekmektedir.
Yasal olarak ise şüpheli işlem bildirimlerinin yükümlüler tarafından hazırlanması önem arz etmektedir. Konuyla ilgili 2 sıra no’lu Tebliğde; yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığı ile yapılan/yapılmaya teşebbüs edilen değerlerin yasa dışı elde edildiğine dair herhangi bir belge, şüphe, şüpheyi gerektiren durumlarda şüpheli işlem bildirimleri hazırlanır. İşlemi benzerlerinden ayıran, mutad olmayan, olağandışı işlemler kaydedilir. İşlemi yapan ile yetkili doldurup uyum görevlisine verir. Bu belgenin bir prosedürü bulunup, ilk 2 kişi arasında tereddüt varsa tek imza ile uyum görevlisine gider. Uyum görevlisi genel müdür veya yardımcısına bağlı olacaktır. İşlem tespit edildiği andan itibaren 10 gün içinde MASAK’a bildirilir. Bildirmeyenlere hapis cezası bulunduğunu iletmek isteriz.
Bankalar, özel finans kurumları, ikrazatçı, faktöring, finansman şirketleri, sigorta resürans şirketleri, takas ve saklama bankası AŞ, yatırım fonu yöneticileri, yatırım ortaklıkları, spor klüpleri, kıymetli taş ticareti yapanlar, finansal kiralama şirketleri, nakil vasıtası alım satımı yapanlar, döviz büroları vs. bu bildirimden dolayı yükümlüdür.
Yazar-Ali ÇAKMAKCI
Yeminli Mali Müşavir-Bağımsız Denetçi
TaxAuditing YMM